Çocuklukta Duygusal Gelişim Nasıl Olmalı?

Uzm. Klinik Psikolog Demet Erdemir Yeşiltaş
Uzm. Klinik Psikolog Demet Erdemir Yeşiltaş

1977 yılında İstanbul’da doğdum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Lisansımı İstinye üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünde, yüksek lisansımı İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Psikoloji Bölümünde ve Esenyurt Üniversitesi Klinik Psikoloji Bilim dalında tamamlayarak uzmanlık derecemi aldım.

Çocukluğumuz, yaşamımızın temellerinin atıldığı, kişilik ve davranış biçimlerimizin şekillendiği kritik bir evredir. Bu sürede, bedensel büyüme kadar, duygusal gelişim de büyük bir önem taşır. Peki, sağlıklı bir duygusal gelişim süreci nasıl olmalı? Anne-babalar ve eğitimciler, çocukların sağlam duygusal temellere sahip bireyler olarak büyümesi için ne gibi adımlar atmalı? Bu blog yazımızda, “Çocukluğun Duygusal Gelişimi Nedir?”den başlayarak, “Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?”e ve “Olumsuz Duygularla Başa Çıkma Stratejileri”ne kadar pek çok önemli başlık altında, çocuklarımızın duygusal dünyasını anlamaya ve onları bu yolda en iyi şekilde desteklemeye odaklanacağız. Çocukluk çağının kırılgan bahçelerinde sağlıklı duygusal gelişimin nasıl sulanıp gübrelenmesi gerektiğine dair ipuçlarıyla dolu bir yolculuğa çıkarken, ailelerin ve eğitimcilerin katkılarının yanı sıra sosyal çevre ve eğitim sisteminin rolünü de ele alacağız. Çocukların duygusal gelişiminde ebeveyn desteği, sağlıklı altyapı, empati, duygusal zeka ve sosyal becerilerin önemini keşfedin.

Çocukların Duygusal Gelişimi Nedir?

Çocuklukta duygusal gelişim, bireyin yaşamının en başındaki yıllarda başlayarak, duygularını tanıma, ifade etme ve başkalarının duygularını anlama gibi becerilerin geliştiği kritik bir süreci ifade etmektedir. Bu gelişim süreci sayesinde çocuklar, farklı duygusal deneyimlerle başa çıkmanın ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmanın temel taşlarını oluştururlar.

Duygusal gelişimin temelleri, çocukların ilk sosyal etkileşimlerine ve deneyimlerine dayanır. Bu noktada, ebeveynlerin ve bakıcıların sağladığı duygusal destek oldukça önemlidir. Çocukların kendilerini güvende hissetmeleri, duygularını açıkça ifade etme imkanı bulmaları, ve bu duyguların kabul görmesi, sağlıklı bir duygusal gelişim için elzemdir.

Çocukların duygusal gelişimi, empati becerilerinin gelişimi ile de yakından ilişkilidir. Çocuklar çevrelerindeki insanların duygusal durumlarını gözlemleyerek ve onlarla empati kurarak, sosyal dünyanın karmaşık yapısını anlamaya ve kendi iç duygu durumlarını yönetmeye başlarlar.

Çocukların öğrenme süreçleri ve akademik başarıları üzerinde de duygusal gelişimin etkisi oldukça büyüktür. Duygusal olarak dengeli ve sağlıklı bir çocuğun, okuldaki eğitim süreçlerini daha olumlu bir şekle taşıma ihtimali yüksektir. Bu sebeple, eğitimcilerin ve eğitim kurumlarının da çocuklukta duygusal gelişime destek vermesi esastır.

Kısacası, çocukların duygusal gelişimi, onların mutlu, sağlıklı ve başarılı bireyler olarak yetişmeleri için hayati bir öneme sahiptir ve bu gelişimi desteklemek için ebeveynlerin, eğitimcilerin ve toplumun tüm üyelerinin bilinçli çabalar göstermesi gerekmektedir.

Sağlıklı Duygusal Gelişim İçin Temel İhtiyaçlar Nelerdir?

Çocuklukta duygusal gelişim, bireyin sosyal beceriler kazanması, duygularını tanıması ve ifade etmesi açısından yaşamsal öneme sahiptir. Bu gelişim süreci, çocuğun kendisini güvenli hissedeceği bir ortamın varlığı ile başlar. Sağlıklı bir gelişim için çocuklar, öncelikle temel fiziksel ihtiyaçlardan olan yeterli beslenme, temiz hava ve uyku gibi ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.

Bunun yanında, çocuklarımızın duygusal gelişimi için de onlara koşulsuz sevgi ve kabul göstermeliyiz. İyi bir ebeveyn-çocuk ilişkisi kurmak, çocuğun özsaygısını ve kendine olan güvenini arttırmada kritik bir öneme sahiptir; böylelikle çocuk, çevresindeki dünya ile uyum içinde ve sağlıklı ilişkiler kuracak şekilde büyüyecektir.

Bir çocuğun duygusal güven hissini geliştirebilmesi için de ona yapılandırılmış ve tahmin edilebilir bir ortam sağlamalıyız. Sağlam ve güvenilir bir rutin, çocuğun dünyasını anlamasına ve kendini güvende hissetmesine katkıda bulunur. Duygusal gelişimde istikrarlı bir çevrenin rolü, çocuğun olumsuz duygularla baş etme becerilerini ve stresle mücadele kapasitesini arttırmada da önemlidir.

Elbette, çocuklarımızın duygusal zekalarının gelişimini desteklemek için onları sosyal etkileşimlere ve empati kurabilecekleri deneyimlere teşvik etmek gerekiyor. Arkadaşları ile kurdukları ilişkiler, karşılaştıkları problemleri çözerken ve başkalarının duygularını anlamada onlara çok değerli dersler verecektir.

Son olarak, çocuklukta duygusal gelişime okul ve eğitim süreci de büyük bir etki eder. Öğretmenlerin çocuklara karşı anlayışlı ve destekleyici tutumları, akranları ile sağlıklı ilişkiler kurmaları ve okul ortamının genel olarak pozitif bir atmosfer sunması, çocukların duygusal olarak sağlam temeller üzerinde yükselmelerine yardımcı olacaktır.

Ebeveynlerin Duygusal Destek Rolü

Çocuklukta duygusal gelişim, bireyin ilerleyen yaşam dönemlerindeki ilişkilerini, benlik algısını ve duygusal sağlığını ciddi anlamda etkileyen bir süreçtir. Bu süreç içerisinde, ebeveynlerin sunduğu duygusal destek hayati öneme sahiptir. Çünkü çocuklar, yaşadıkları duygusal deneyimlere ve bu deneyimler sırasında aldıkları tepkilere göre duygusal becerilerini geliştirirler ve kendilerini ifade etme kapasitelerini şekillendirirler.

Ebeveynlerin sağlamakla yükümlü oldukları duygusal güven ortamı, çocuğun özgüveninin ve sosyal becerilerinin gelişiminde temel taşlardan bir tanesidir. Çocuğun korkuları, endişeleri ve neşesi ile ilgilenmek, onları ciddiye almak ve duygusal olarak geçerli ve anlaşıldıklarını hissettirmek, sağlıklı bir psikolojik yapıya sahip olmalarının yanı sıra, karşılıklı güven ve saygı dolu ilişkiler kurmalarını da mümkün kılar.

Cesaretlendirici olmak ve onaylamak, çocuklara empati becerilerinin kazandırılması açısından da önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının duygusal ifadelerini destekleyerek ve onların empatik anlayış geliştirmelerini sağlayarak, sosyal ilişkilerinde daha başarılı ve dengeli bireyler olmaları için zemin hazırlar.

Özellikle zor durumlarla karşılaşıldığında, ebeveynlerin çocuklara yol göstermesi, onlara olumsuz duygularla başa çıkma stratejileri kazandırır. Bu da çocukların hayatın zorluklarıyla mücadele edebilme gücünü artırır ve duygusal dengeyi sağlamalarına yardımcı olur. Herhangi bir duygusal zorlukla yüzleştiklerinde, ebeveynlerin yanlarında olması, çocuklara güvende oldukları ve başa çıkabilecekleri mesajını verir.

Sonuç olarak, ebeveynlerin duygusal destek rolü, çocukların sağlıklı duygusal gelişiminde vazgeçilmez bir unsurdur. Bu destek, çocukların duygusal zeka kapasitelerini geliştirmesine, sosyal beceriler edinmesine ve hayat boyu taşıyacakları sağlam bir duygusal yapı kurmalarına temel teşkil eder.

Duygusal Güvenin Oluşumu Ve Önemi

Çocuklukta duygusal gelişim, bireyin yaşamının ilerleyen dönemlerindeki sağlıklı psikolojik yapıya ulaşmasının temellerini atmaktadır. Bu süreç içerisinde, duygusal güvenin oluşumu özel bir öneme sahiptir; çünkü duygusal güven, çocukların sosyal çevre ile etkileşimlerini ve dünya hakkındaki algılarını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu güven duygusu, onların yeni durumlarla başa çıkma yeteneklerini ve stresle mücadelelerini kolaylaştıran bir faktör olarak işlev görmektedir.

Duygusal güvenin temelleri genellikle ailede atılmakta ve burada tutarlı, sevgi dolu ilişkiler kurulduğunda bu güven duygusu pekiştirilmektedir. Aile bireylerinin, özellikle de ebeveynlerin, çocuklarının hissettikleri duyguları anlamada ve bu duygulara duyarlı bir şekilde yanıt vermede gösterdikleri hassasiyet, çocukların duygusal olarak güvende hissetmelerini sağlar. Bu yaklaşım, onlara duygusal ifadelerini özgürce ve korkusuzca ifade edebilme fırsatı tanır.

Ebeveynlerin ve bakım verenlerin çocuklara empati becerileri kazandırmak için çaba göstermeleri, çocukların duygusal gelişiminde hayati bir rol oynar. Empati, toplumsal ilişkilerde başkalarının duygularını anlayabilme ve onlara karşı duyarlı olabilme kapasitesidir. Bu beceriye sahip çocuklar, hem öz saygılarının gelişimine katkıda bulunur hem de sosyal ilişkilerde daha başarılı olurlar.

Çocuklarda duygusal dengenin sağlanması ve olumsuz duygularla başa çıkma stratejilerinin geliştirilmesi, onların duygusal güvenliklerini artırır. Sağlam bir duygusal denge, çocukları günlük hayatın streslerine karşı daha dayanıklı kılar ve zorlayıcı durumlarda daha esnek davranmalarını sağlar. Ayrıca, çocukların duygusal gelişiminde okul ve eğitim süreci de önemli bir rol oynamaktadır; okul ortamı, öğretmenlerin ve akranların tutumları çocukların bu kritik gelişim dönemlerindeki duygusal güvenliğini destekler nitelikte olmalıdır.

Genel olarak, duygusal güvenin oluşumu ve önemi, çocukların kişisel gelişimi üzerinde kalıcı etkilere sahiptir. Bu güven duygusunu geliştirebilmek için, ebeveynler, eğitimciler ve toplum, çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara desteği sürdürmeli; böylece çocukların hem mental hem de duygusal sağlıklı birer yetişkin olmalarına katkıda bulunulmalıdır.

Çocuklarda Duygusal Zeka Nasıl Geliştirilir?

Çocuklarda duygusal zeka, bireyin duygularını anlama ve yönetme yeteneği ile başkalarının duygularını tanıyıp uygun şekilde tepki verme becerisi olarak tanımlanır. Bu yetenekler, çocuklukta duygusal gelişim sürecinin temel taşlarını oluşturur ve çocuğun sosyal çevresiyle sağlıklı etkileşimler kurabilmesi için kritik öneme sahiptir.

Bir çocuğun duygusal zekasını geliştirmek için ilk adım, ebeveynlerin ve bakım verenlerin duygusal ifadeleri tanıma ve bunlara uygun yanıtlar verme konusunda örnek olmalarıdır. Duygusal ifadelerin açık ve tutarlı bir şekilde iletildiği bir ortam, çocuğun kendini ifade etme becerilerini ve başkalarının duygusal durumlarını anlama yeteneğini pekiştirir.

Çocuklar, duygusal güven hissetikleri ve duygusal deneyimlerini paylaşabilecekleri güvende olduklarını hissettikleri bir ortamda, daha sağlıklı bir duygusal gelişim gösterirler. Bu sağlam temel, özgüvenlerinin ve diğer insanlarla empati kurma becerilerinin gelişmesi için elzemdir.

Duygusal gelişim süreci içerisinde, çocuğun karşılaştığı olumsuz duygularla başa çıkabilme stratejilerini öğrenmesi de gereklidir. Bu stratejiler, çocukların zor durumlar karşısında dayanıklılıklarını ve adaptasyon yeteneklerini artırırken, duygusal dengelerini de korumalarına yardımcı olur.

Okul ve eğitim süreci, çocukların duygusal gelişiminde önemli bir rol oynar. Sosyal ilişkiler, grupta iş birliği yapma becerileri ve öğretmenlerin rehberliği, çocukların duygusal zekalarının gelişimine katkı sağlayan unsurlardandır. Bu nedenle, çocukların eğitim ortamlarının da duygusal ihtiyaçlarını destekleyecek şekilde düzenlenmesi gereklidir.

Çocuklara Empati Becerilerinin Kazandırılması

Empati, başkalarının düşüncelerini, duygularını ve yaşadıkları deneyimleri anlama yeteneği olarak tanımlanabilir ve bu beceri, çocukların sosyal ve duygusal gelişiminde kritik bir rol oynar. Çocuklara empati becerilerinin kazandırılması, onların daha anlayışlı ve duyarlı bireyler haline gelmeleri için önemli bir adımdır ve bu, ebeveynlerin, eğitimcilerin ve toplumun genelinde herkesin üzerinde durması gereken bir konudur.

Çocukluk dönemlerinde, yani bireyin kişilik yapısının ve sosyal becerilerinin temellerinin atıldığı bu evrede, empati kavramı üzerinde özellikle durulmalıdır. Çocuklar, çevrelerindeki insanların duygularını anlayabilir ve bu duygulara saygı gösterebilir hale geldiklerinde, çatışmalara daha olumlu yöntemlerle yaklaşma ve onları çözme yeteneklerini geliştirirler.

Bu süreçte ebeveynlerin duygusal destek rolü büyük önem taşır; çünkü çocuklar, çevresindeki yetişkin modellerden davranışları gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenirler. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin empatik davranışlar sergileyerek, çocuklara karşı anlayışlı ve destekleyici olmaları, onların kendi empati becerilerini geliştirmeleri için zemin hazırlar.

Buna ek olarak, çocukların karşılaştıkları olumsuz duygularla başa çıkma stratejileri de onların duygusal anlamda yetkinleşmeleri için hayati öneme sahiptir. Empati becerilerinin gelişmesi, çocukların kendi duygularını daha iyi yönetmelerine ve başkalarının duygularını daha doğru bir şekilde yorumlamalarına olanak tanır, bu da onların genel duygusal dengeyi sağlamalarına yardımcı olur.

Son olarak, çocukların hem yüz yüze hem de dijital ortamlarda kurduğu sosyal ilişkilerin duygusal gelişim üzerinde derin etkileri vardır. Bu ilişkiler, çocukların empati becerilerini uygulamaları için gereken pratik ortamları sunar ve toplumsal bağlamda duyarlılık geliştirmelerine imkan tanır. Her çocuğun içinde bulunduğu çevre, onun duygusal ve sosyal becerilerinin gelişimine katkıda bulunurken, empati odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi, çocukların duygusal zeka düzeylerinin artmasına ve sosyal başarılarının desteklenmesine aracılık edecektir.

Çocuklarda Duygusal Dengeyi Sağlama Yolları

Çocuklukta duygusal gelişim, bireyin ömür boyunca sahip olacağı duygusal işlevler ve karakter yapısının temellerini atar. Erken yaşlardan itibaren sağlanan duygusal denge, kişinin hem kendisiyle hem de çevresiyle uyum içinde olmasına olanak tanır ve bu, sağlıklı bir yetişkinliğe geçiş için kritik önem taşır.

Bu bağlamda ebeveynler ve yetişkinler, çocukların karşılaştıkları duygusal dalgalanmalar karşısında anlayışlı ve destekleyici bir tutum sergilemelidir. Örneğin, bir çocuğun hüsran ya da hayal kırıklığı yaşaması durumunda ona empati göstermek ve onun olumsuz duygularla başa çıkmasına yardımcı olmak, onun duygusal güvenini pekiştirecektir.

Duygusal zeka ve empati becerilerinin kazandırılması da, çocukların duygusal dengeyi bulmalarında hayati rol oynar. Başkalarının duygularını anlama ve bunlara uygun tepkiler verme, çocukların sosyal ilişkilerinde daha başarılı olmasını sağlar. Ayrıca, karşılaşılan zorluklara karşı gösterilen sağlam duruş, yaşamın ileri dönemlerindeki duygusal destek ihtiyacını azaltır ve bağımsız problem çözme becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur.

Yine de unutulmamalıdır ki, duygusal gelişimde okul ve eğitim sürecinin rolü yadsınamaz. Okul, çocukların sosyal beceriler edinmesine ve farklı durumlar karşısında duygusal tepkilerini düzenlemeyi öğrenmelerine yardımcı olur. Eğitimcilerin bu konuda bilinçli ve özenli bir yaklaşım sergilemeleri, çocukların duygusal açıdan sağlam bir geleceğe adım atmaları için gereklidir. Eğitim sürecinde sağlanan düzenli ve anlayışlı bir ortam, çocukların yaşam boyu sağlıklı duygusal gelişim göstermelerinin temelini oluşturur.

Olumsuz Duygularla Başa Çıkma Stratejileri

Çocukların duygusal dünyası rengarenk ve karmaşık yapıda olup, olumsuz duyguların etkili bir şekilde yönetilmesi, çocuklukta duygusal gelişim içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bireyin hayatın ilk evrelerinde karşılaştığı zorluklarla mücadele etmesini ve olumsuz duygularını sağlıklı bir biçimde ifade edebilmesini öğrenmesi, yetişkinlik dönemlerinde daha güçlü duygusal temellere sahip olmasının temelidir.

Olumsuz duygularla etkileşimde bulunurken çocuklara rehberlik etmek, ebeveynler ve öğretmenler açısından, çocuklarının ve öğrencilerinin duygusal gelişimlerine katkıda bulunmaları açısından önem arz eder. Bu süreçte çocuklara hissettiklerini tanımlama fırsatı vermek, duygusal farkındalıkların artmasına ve duygusal zeka becerilerinin gelişimine katkıda bulunur.

Bir çocuğun yaşadığı olumsuz duyguları ifade etmesine imkan tanıyan ortamlar yaratmak, duygusal güvenlik hissinin temellerini atar. Çünkü çocuklar, duygularını özgürce ifade edebildikleri bir ortamda, onlarla başa çıkmayı ve karmaşık duygusal durumları anlamayı öğrenirler. Bu tarz bir destek sağlandığında, çocukların duygusal dengesi de daha sağlam hale gelir.

Oyun terapisi, sanatsal etkinlikler ve spor gibi, çocukların olumsuz duygularını dışavurabilecekleri sağlıklı yollar, bu duyguların sağlıklı bir şekilde ifadesine ve işlenmesine yardımcı olur. Bu tür aktiviteler, çocukların kendi duygusal deneyimleri üzerinde kontrol sahibi olmalarını ve olumsuz duygularla başa çıkma stratejilerini edinmelerini sağlayarak, onların duygusal gelişiminde kritik bir rol oynar.

Netice olarak, çocukluk döneminde kazanılan olumsuz duygularla başa çıkma stratejileri, hayatın ileri dönemlerinde karşılaşılabilecek benzer durumlara karşı daha donanımlı olmayı, bu duygularla sağlıklı bir şekilde mücadele edebilmeyi ve duygusal zenginliği kucaklayabilmeyi mümkün kılar. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin bu konuda sağlayacakları destekler, çocukların sağlıklı ve mutlu bireyler olarak gelişimleri için büyük önem taşır.

Sosyal İlişkilerin Duygusal Gelişime Etkisi

Sosyal ilişkiler, bireylerin hayatındaki en değerli yapı taşlarından birini oluşturur ve bu, özellikle çocuklukta duygusal gelişim süreci için geçerlidir. İnsanlar arası etkileşimler, çocukların kendilerini ifade etme biçimlerini ve başkalarına karşı olan duygusal tepkilerini şekillendirir. Bu yüzden, sağlıklı sosyal ilişkilerin kurulması, çocuğun empati kurma, iş birliği yapma ve konfliktleri yönetebilme gibi kritik beceriler kazanmasında hayati önem taşır.

Kuşkusuz ki, aile içerisinde yaşanan güçlü bağlar ve uyumlu ilişkiler, çocuğun dış dünya ile olan etkileşimlerinde de model teşkil eder. Ebeveynler tarafından sergilenen destekleyici davranışlar ve sağlanan duygusal güven, çocuğun arkadaş çevresinde de benzer sağlam ilişkiler geliştirmesine yardımcı olur. İşte bu yüzden ebeveynler çocuklarını sosyalleşmeye teşvik etmeli ve sosyal etkileşimde bulundukları durumlarda onlara rehberlik etmelidirler.

Okul öncesi ve ilkokul döneminde, arkadaşlık ilişkileri ve grup etkinlikleri, çocuğun sosyal becerilerini ve duygusal zekasını geliştirmede önemli bir rol oynar. Bu etkileşimler sırasında çocuklar, paylaşmayı, sırayla hareket etmeyi ve başkalarının duygularını anlamayı öğrenirler. Ayrıca, olumlu sosyal deneyimler onların özgüvenini ve öz saygısını artırmada da etkili olabilir.

Ne yazık ki her çocuk, olumlu sosyal deneyimlerden eşit düzeyde yararlanamamaktadır. Bu durum özellikle sosyal beceri eksikliği çeken veya duygusal dengeyi sağlamakta güçlük çekmekte olan çocuklar için geçerlidir. Bu nedenle, eğitimciler ve ebeveynler, çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için hususi eğitim programlarına ve faaliyetlerine önem vermeli, gerektiğinde profesyonel destek almaktan çekinmemelidirler.

Sonuç olarak, çocukların duygusal gelişiminde sosyal ilişkilerin etkisi göz ardı edilemez. Sağlam ve anlamlı ilişkiler kurabilmek, çocukların duygusal olarak sağlıklı yetişkinler haline gelmelerinde kritik bir faktördür. Ebeveynlerin, eğitimcilerin ve toplumun bu konudaki bilinçliliği ve çabaları olumlu sonuçlar doğurmak için şarttır.

Duygusal Gelişimde Okul Ve Eğitim Sürecinin Rolü

Eğitim yaşamın her alanında olduğu gibi, çocuklukta duygusal gelişim konusunda da kritik bir öneme sahiptir. Okul ve öğretmenler, bilgi edinme süreçlerinin yanı sıra çocukların sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmede de merkezi bir role sahip bulunmaktadırlar. Bu, temelde çocukların kendi duygularını tanıma, ifade etme ve yönetme vasıtasıyla, hem bireysel hem de toplumsal bir denge kurmalarını sağlayan bir süreç anlamı taşımaktadır.

Okullar, çocukların farklı sosyal ortamlarla etkileşim kurabilecekleri, sıra dışı düşünce ve duygularını keşfetmelerine olanak veren dinamik ortamlar olarak görev yaparlar. Bu bağlamda, duygusal gelişimleri için gereken güven ve kabul atmosferini sağlayan öğretmenler, çocuklar için model oluşturan figürlerden biri haline gelirler. Öğretmenlerin duygusal destek sunmaları, çocukların zor durumlarla başa çıkabilme yeteneklerini de güçlendirir.

Öte yandan, çocuklar sosyal ilişkilerini ve çatışma çözme becerilerini geliştirebilmek adına arkadaşları ile kurdukları ilişkilerde önemli dersler alırlar. Okuldaki sosyal etkileşimler ve grup içi dinamikler, onların duygusal zekalarını ve empatik anlayışlarını güçlendirir; böylelikle çocuklar, başkalarının duygularına karşı daha hassas ve anlayışlı bir tutum geliştirmeyi öğrenirler.

Öğretim programlarının çocukların duygusal dengelerini destekleyecek şekilde tasarlanmış olması, bu gelişimin daha da sağlam bir temele oturtulması açısından önemlidir. Duygusal gelişme konusuna eğitim süreçlerinde yeterli önem verilmemesi, çocukların bu temel becerileri kazanma şansını azaltabilir. Dolayısıyla eğitim süreci, çocukların duygusal gelişimi için sağlam bir altyapı hazırlar ve onları gelecekteki sosyal etkileşimler için donatır.

Can Psikoloji Sizin İçin Burada!

Birbirinden farklı alanlarda uzman ekiplerimiz sorunlarınıza çözüm bulmak ve size destek olmak için burada. Hemen iletişime geçerek ilk adımı at.