Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Uzm. Klinik Psikolog Demet Erdemir Yeşiltaş
Uzm. Klinik Psikolog Demet Erdemir Yeşiltaş

1977 yılında İstanbul’da doğdum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Lisansımı İstinye üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünde, yüksek lisansımı İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Psikoloji Bölümünde ve Esenyurt Üniversitesi Klinik Psikoloji Bilim dalında tamamlayarak uzmanlık derecemi aldım.

Obsesif Kompulsif Bozukluk nedir, nedenleri nelerdir, obsesyonlar ve komplüsyonlar arasındaki fark nedir? Obsesif kompulsif bozukluk, hayatımızı olumsuz yönde etkileyebilecek ciddi bir durumdur. Bu yazıda, bu rahatsızlığın belirtileri ve işaretleri ile ilgili ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz. Bunun yanı sıra, bu rahatsızlığın tedavi edilmesi için hangi yöntemlerin kullanılabileceğine dair ipuçları da sunacağız.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu bozukluk, kişinin obsesyon olarak adlandırılan sürekli tekrarlayan düşünceler, dürtüler veya imgeler yaşaması ve bu düşünceleri engelleyememe veya kontrol edememe durumunu içerir. Obsesyonlar genellikle kişinin endişeleri veya korkularıyla ilgilidir ve zihnin kontrolü dışında gerçekleşir. Bireyler obsesyonlarını genellikle rahatsız edici veya kaygı verici bulurlar.

OKB’nin bir diğer özelliği ise kompulsiyonlar olarak adlandırılan tekrarlayıcı ve zorlayıcı davranışlardır. Bireyler kompulsiyonları gerçekleştirerek obsesyonlarından kurtulma veya bu obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltma çabası içindedir. Örneğin, bir kişi sürekli elini yıkama obsesyonuna sahipse, elini sık sık yıkamak gibi tekrarlayıcı bir davranışa yönelebilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan bireyler genellikle obsesyon ve kompulsiyonlarının mantıksız olduğunun farkındadırlar. Ancak, bu düşünceleri ve davranışları kontrol etme konusunda zorluk yaşarlar ve bu nedenle günlük yaşamlarında sıkıntılarla karşılaşırlar.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedenleri

Obsesif Kompulsif Bozukluk, kişinin zihinsel tekrar ve takıntılara kapılmasına ve bu takıntıları gidermek için sürekli ritüeller gerçekleştirmesine neden olan bir psikiyatrik bozukluktur. Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedenleri hakkında yapılan araştırmalar, karmaşık bir etiyolojiye işaret etmektedir. Bu bozukluğun temel nedenleri arasında genetik, nörobiyolojik, çevresel ve psikososyal faktörler bulunmaktadır.

Birinci neden olarak, Obsesif Kompulsif Bozukluk genetik yatkınlık sonucu ortaya çıkabilir. Önceki nesillerde bu bozukluğa sahip olan kişilerin aile üyeleri, Obsesif Kompulsif Bozukluk geliştirme riski altında olabilir. Araştırmalar, belirli genlerdeki değişikliklerin bu bozukluğa katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Ancak, tam olarak hangi genlerin etkili olduğu henüz belirlenmemiştir.

İkinci olarak, nörobiyolojik faktörler Obsesif Kompulsif Bozukluk nedenleri arasında önemli bir rol oynar. Beyindeki serotonin düzeylerindeki dengesizlikler, bu bozukluğun ortaya çıkmasında etkili olabilir. Serotonin, sinir hücreleri arasındaki iletişimi düzenleyen bir kimyasal madde olarak görev yapar. Bu nedenle, serotonin sistemindeki sorunlar Obsesif Kompulsif Bozukluk gelişimine katkıda bulunabilir.

Üçüncü olarak, çevresel faktörler Obsesif Kompulsif Bozukluk gelişiminde etkili olabilir. Kişinin çocukluk döneminde yaşadığı travmalar, aşırı kontrol veya disiplin gibi olumsuz deneyimler, bu bozukluğun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca, yoğun stres yaşamak da Obsesif Kompulsif Bozukluk riskini artırabilir.

Obsesyonlar ve Komplüsyonlar

Obsesyonlar ve komplüsyonlar, obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) temel özellikleridir. OKB, tekrarlayan istenmeyen düşünceler ve bu düşüncelerle başa çıkmak için yapılan tekrarlayan davranışlardan oluşan bir zihinsel sağlık durumudur. İnsanlar obsesyonlarla uğraşırken sürekli endişeli, rahatsız veya korkmuş hissederler. Obsesyonlar, genellikle irrasyonel veya mantıksız olabilir.

Obsesyonlar, bir kişinin zihninde sürekli olarak tekrarlayan ve rahatsızlık verici düşünceler, görüntüler veya dürtüler şeklinde ortaya çıkar. Bu obsesyonlar genellikle kişinin kontrol edemediği düşüncelerdir ve genellikle gerçekleşme ihtimali düşük olan olaylar veya durumlarla ilgilidir. Örneğin, kirlenme korkusu obsesyonu olan bir insan sürekli olarak mikrop bulaşma endişesi yaşayabilir ve sürekli ellerini yıkama gibi komplüsyonlara yönelebilir.

Komplüsyonlar ise obsesyonlarla başa çıkmak için kişiler tarafından gerçekleştirilen tekrarlayan davranışlardır. Bu davranışlar, obsesyonların yol açtığı endişeyi hafifletmek veya azaltmak amacıyla gerçekleştirilir. Örneğin, kirlilik obsesyonuyla başa çıkmak için sürekli ellerini yıkama veya temizlik yapma komplüsyonu olan bir kişi, bu davranışları tekrarlayarak geçici bir rahatlama sağlayabilir.O obsesyonlar ve komplüsyonlardır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk ile Başa Çıkma Yöntemleri

Obsesif Kompulsif Bozukluk, obsesyonlar ve kompulsiyonlar olarak da bilinen bir anksiyete bozukluğudur. Bu bozukluğu yaşayan kişiler, tekrarlayan ve istenmeyen düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşünceleri engellemek veya azaltmak için yaptıkları tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) deneyimler. Bu durum kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Ancak, obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler bu durumu yönetebilmek için çeşitli yöntemler kullanabilirler.

Başa çıkma yöntemleri arasında bilişsel davranış terapisi, ilaç tedavisi ve destek grupları bulunmaktadır. Bilişsel davranış terapisi, kişinin obsesyonları ve kompulsiyonları arasındaki ilişkiyi anlamasını ve bu düşünceleri ve davranışları değiştirmesini amaçlar. Kişi, obsesyonlarını tetikleyen belirli durumları ve düşünceleri tanımlayarak, bunların gerçekçi olmayan olduğunu fark edebilir ve buna göre davranışlarını değiştirebilir.

İlaç tedavisi, obsesif kompulsif bozukluk semptomlarını hafifletmek için kullanılan bir seçenektir. Genellikle antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar obsesyonların ve kompulsiyonların şiddetini azaltarak kişinin günlük yaşamını daha yönetilebilir hale getirebilir.

Bazı kişiler obsesif kompulsif bozukluğu ile başa çıkmak için destek gruplarına katılabilir. Bu gruplar, aynı sorunu yaşayan diğer kişilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaşabilir ve motivasyon sağlayabilir. Paylaşılan işbirliği ve desteğin olduğu bir ortamda, kişiler yeni başa çıkma becerileri öğrenebilir ve yaşadıkları sorunlar hakkında rahatça konuşabilirler.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi: Terapi

Obsesif kompulsif bozukluk, yaygın bir psikiyatrik bozukluktur. Bu rahatsızlık, obsesyon adı verilen kişinin sürekli olarak yaşadığı, tekrarlayan düşünceler ve kompulsiyon olarak adlandırılan tekrarlayan davranışlarla karakterizedir. Obsesyonlar genellikle kişinin zihnini işgal eden ve kontrol edemediği düşüncelerdir. Kompulsiyonlar ise bu obsesyonları gidermek ya da engellemek için yapılan tekrarlayan ritüeller veya davranışlardır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde birçok farklı yöntem kullanılabilir. Ancak terapi, bu rahatsızlığın tedavisinde en etkili ve sık kullanılan yöntemlerden biridir. Terapi, bireyin obsesyonlarını ve kompulsiyonlarını anlaması ve yönetmesi için gereken becerileri kazanmasına yardımcı olur. Terapi seansları, bireyle terapist arasında yapılan görüşmeler ve uygulanan tekniklerden oluşur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde kullanılan terapi yöntemlerinden biri bilişsel davranışçı terapidir (BDT). BDT, obsesyonlarla ilişkili hatalı düşünce kalıplarını belirlemek ve değiştirmek üzerine odaklanır. Terapist, bireyin obsesyonlarının ardındaki korkuları ve endişeleri anlamasına yardımcı olur ve buna karşı daha sağlıklı ve gerçekçi düşünceler geliştirmesini sağlar. Ayrıca, kompulsiyonlarıyla baş etmek için alternatif davranışlar öğretilir.BDT’nin yanı sıra, OB kabul ve taahhüt terapisi de obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde kullanılan bir diğer terapi yöntemidir. Bu terapi, bireyin obsesyonlarını kabullenmesini ve kompulsiyonlara direnmesini hedefler. Terapist, bireye obsesyonlarının onu etkilemesine izin vermeden yaşaması için stratejiler öğretir ve obsesyonlarına karşı tahammül geliştirmesine yardımcı olur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde kullanılan bir diğer terapi yöntemi ise maruziyet ve yanıt önleme terapisidir (MYÖT). Bu terapi, bireyin korktuğu durumlarla yavaş yavaş yüzleşmesini ve bu durumlarda kompulsiyonlarını engellemesini hedefler. Terapist, bireye korkulan durumları tekrar yaşamasına yönelik güvenlik davranışlarından kaçınmasını öğretir ve böylece obsesyon ve kompulsiyon döngüsünü kırmayı amaçlar.

Can Psikoloji Sizin İçin Burada!

Birbirinden farklı alanlarda uzman ekiplerimiz sorunlarınıza çözüm bulmak ve size destek olmak için burada. Hemen iletişime geçerek ilk adımı at.